RÜZGAR

Bugün Pazar. Sabah spordan sonra, plastik sandalyemi ve küçük taburemi alıp avluya çıktım. Kitabımı “dışarıda” okumaya karar verdim.

 

Ne iyi etmişim..! Mevsim dönmüş, yaz bitmiş.

 

Tatlı bir esinti bütün bedenimi sardı. O kabus gibi sıcaklardan sonra, ilk kez hissettiğim bu serinlik dikkatimi dağıttı. Kitabı tabureye koyup, arkama yaslandım. Kendimi rüzgarın şifalı kollarına bıraktım.

 

Rüzgar nerede olursa olsun insana yaşadığını hatırlatıyor. Hayatı hissettim ve birden bir mutluluk kapladı içimi.

 

Gözlerimi kapayıp, aklımdaki tüm düşüncelerden sıyrılmaya gayret ettim.

 

Çok hoş bir şey oldu…

 

Ulamış’ta köyde, sabah koşuları yaparken, zaman zaman Ulamış Göleti’ne inerdim. Eğer biraz rüzgar varsa göletin yüzeyi kıpır kıpır olurdu. Ama hiç esinti yoksa yüzey ayna gibi çevresindeki ağaçların, keçilerin, martıların, makilerin olağanüstü güzel tablosunu yansıtırdı.

 

Aynen öyle oldu..!

 

Beynimiz o kadar sık ve çok uyarana muhatap oluyor ki, zihnimiz hep kıpır kıpır ve bir düşünceden diğerine hızla geçiyor, bir fikre odaklanmanın zorluğunu yaşıyoruz.

 

Bu defa rüzgar; Ulamış Göleti’ndeki etkisinin tam tersini yarattı zihnimde.

 

Duruldum, arındım ve her şey birdenbire berraklaştı. Kıpırtılarla dağılanların tümü birbirine eklendi, resim tamamlandı.

 

Ulamış Göleti’ne yansıyan “hayat” tüm güzelliğiyle beynimde canlandı.

Çok iyi anladım…

Özgürlük güzel.. Her şeye rağmen…

Yaşamak çok güzel..!

 

“ Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...” (Nazım Hikmet Ran)

 

Sağlıcakla kalın.!

28 Eylül 2025