Ekolojik Demokrasi

Demokrasinin ruhunda bir nüve olarak doğa haklarının bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Fakat artık bunun ötesine geçerek doğanın da bir hak öznesi olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Doğanın haklarını, iklim mücadelesi başta olmak üzere yeni demokrasinin tarifi içine koymak zorundayız. Çünkü doğa, tüketilecek bir kaynak veya çevre değil; yaşamın özüdür. Bütün varlıklar için evrensel uyumun kaynağıdır.

İşte bu yüzden biz İzmir’de, demokrasiyi tanımlarken doğayı dışarıda bırakmayan yeni bir demokrasi kavramından bahsediyoruz. Bu kavramın adı, Ekolojik Demokrasi. Ekolojik Demokrasi’ye göre doğa, tüketilecek bir kaynak değil; tam tersine döngüsel şehir ve döngüsel ekonomi modellerinin temelini oluşturuyor. Çünkü ekoloji ve ekonomi arasında basit bir ses benzerliğinden çok daha güçlü bir bağ var. Ekosistemi korumadan, ekonomide de kalıcı bir gelişme sağlamamızın mümkün olmadığını görüyoruz.

Ekolojik Demokrasi yaklaşımıyla, İzmir’in refahını büyütüyor, adil bir şekilde paylaşılmasını sağlıyoruz. Şehrimizin doğasıyla uyumlu yaşam kültürünü çoğaltırken, İzmir’i dirençli bir kent olarak inşa ediyoruz.