Refah

İzmir’in Belediye Başkanı olduğum günden bu yana, İzmir için bir hayalim var. Bu şehrin refahını büyütmek ve refahın adil paylaşımını sağlamak. Çünkü refah, toplumun tabanında adil bir şekilde dağılmamışsa, orada güçlü bir demokrasiden söz edemeyiz. Bizim için refahın büyümesi bir avuç zenginin daha da zengin olması değil, toplumun her kesiminin adil bir şekilde gelişmesidir. Bu aynı zamanda ekonomik demokrasinin de temelini oluşturur.

Anadolu’nun en batısında uzanan İzmir, çağlar boyu Doğu ile Batı arasında bir kalp vazifesi görmüş 8500 yaşında bir liman kenti. Çin’den başlayıp bütün bir Asya’yı kat eden İpek Yolu’yla, Akdeniz Ticaret Yolları’nın kesişiminde İzmir, tarihi boyunca dünya ticareti ve ekonomisinin nabzının attığı bir kent olmuş. Doğu’dan gelen ürünlerin Batı’ya, Batı’dan gelenlerin Doğu’ya taşındığı Akdeniz’in merkezinde bir çekim alanı oluşturmuş. Şehrimiz bugün de Akdeniz’in en önemli limanlarından biri. İzmir’in refahını büyütmek için kentimizin bir liman şehri olma karakterine sahip çıkarak bu mirası bir adım ileriye taşımak için çalışıyor, İzmir’in liman ticaretini büyütüyoruz.

Şehrimizin gururu Fuar İzmir, bizim için bir asırlık bir Cumhuriyet mirası olmanın yanı sıra İzmir’in refahını ve adaletini büyütmede en güçlü kalemiz. Gerçekleştirdiğimiz her bir fuar, ekonomimize can veriyor. Vatandaşlarımızın yüzünü güldürüyor. İzmir’in dünya ile buluştuğu bir meydan olan Fuar İzmir, Belediye şirketimiz İZFAŞ’ın yoğun çabalarıyla şehrimizdeki milyonlar için çalışıyor.

Türkiye’nin cari açığını kapatmada en önemli kalemlerden biri turizm gelirleri. Fakat gördük ki deniz, kum, güneş klasiği ve her şey dâhil beş yıldızlara hapsedilmiş turizm modeli İzmir’in refahını büyütmüyor. Bu nedenle, tarım, gastronomi, tarih ve doğa turizmi üzerinde yükselen İzmir’in 2020- 2024 Turizm Stratejisi geliştirdik. İzmir’in turizm hedefini 4 milyon turist olarak açıkladık. Aradan geçen sürede İzmir’in turizmden aldığı payı büyük miktarda artırdığımızı görmek onur verici.

İzmir’in refahını büyütmek adına şehrimizin turizm potansiyelini geliştirmek için çalışan kurumlarımızın başında İzDoğa Turizm geliyor. Bu acentemiz doğal ve kültürel miras olmak üzere İzmir ve çevresindeki tüm cazibe merkezlerinin korunması ve kent ekonomisine katkı sunacak şekilde turizme kazandırılmasını odağına alıyor. Yerel ve ulusal ölçekte sürdürülebilir ve bilinçli turizm algısının geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla her yaştan kesime hitap edecek tur ve rotalar oluşturarak, İzmir’de turizm algısını değiştiriyoruz. 

Şehrimizin refahını büyütmek adına yaptığımız çalışmalarımızın temel ilkelerinden biri aynı zamanda şehrimizin doğasını korumak. Çünkü ekosistemi korumadan, ekonomide de kalıcı bir gelişme sağlamak mümkün değil. İzmir İktisat Kongresi’nde üzerine basa basa söylediğimiz gibi ekonomi ve ekoloji arasında bir ses benzerliğinden çok daha fazlası var. “Başka Bir Tarım Mümkün” felsefesiyle yürüttüğümüz İzmir Tarımı programımızı bu eksende gerçekleştiriyoruz. İzmir Tarımı için ekolojiyi ve ekonomiyi aynı anda kucaklayan bir ana hedef tarif ettik: Kuraklık ve yoksullukla mücadele etmek. Tarımsal planlama çalışmalarını gerçekleştirmek için Çiğli ilçemizin Sasalı köyünde İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni (İZTAM) kurduk. 2021 yılında açtığımız bu kurumda, tarımsal stratejik planlamanın kurallarını ve yol haritasını yeniden tarif ediyoruz. İzmir Tarımı ile, ekonomik değeri yüksek ve suyu az tüketen stratejik ürünleri destekliyoruz. 

Bir Cumhuriyet çeşmesi olan Şaşal Suyu’nu Eylül 2023’te yeniden şehrimize kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İzmir’in bu değerli markası ne yazık ki uzun yıllardır atıl durumdaydı. Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 eser seferberliğimizin ilk adımı olan Şaşal Su Fabrikası, belediye şirketimiz İzDoğa tarafından restore edilerek yeniden İzmirlilerin hizmetine sunuldu. Fabrikamızda ayda yaklaşık 3 buçuk milyon litre suyu vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz.

İzmir’in döngüsel ekonomisini büyütmek için kırsal alanlardan başlayıp şehrin sokaklarına, parklara, kamusal binalara ve nihayetinde hanelere kadar uzanan çok ayaklı bir program uyguluyoruz. Bu sayede İzmir’de ortaya çıkan çöpü, bir hammadde olarak ekonomimize yeniden kazandırıyoruz. Belediye şirketimiz İzDoğa’nın başlattığı İzDönüşüm projesi ile şehrimizdeki atıkları henüz kaynağındayken ayrıştırmaya başlıyoruz. 

Nüfusun büyük çoğunluğunun kentlerde yaşadığı ve bunun artarak devam ettiği günümüzde, kentsel ulaşım en önemli sorumluluk alanlarımız arasında yer alıyor. Refahı ne kadar büyütürsek büyütelim, güçlü bir ulaşım altyapısı inşa etmezsek o refahın adil paylaşımının mümkün olmayacağını biliyoruz. Bu doğrultuda, devrim niteliğinde çalışmalardan birine imza atarak üretenin kendi kendini yönetebildiği kooperatifçilik modelini hayata geçirdik. Bu yolla kent içindeki otobüs ulaşımı haricinde çevre ilçelerin, toplu ulaşım ağına entegre edilmesini sağladık. 4 yılda İzmir’de yenilemediğimiz tek bir ulaşım aracı kalmadı. Bu araçlarımızla değişimin ruhuna uygun bir şekilde, doğamızla uyumlu bir filoya sahibiz.

Raylı sistemler konusunda yaptığımız devrim niteliğindeki yatırımlar, İzmir’in refahını adil bir şekilde paylaşma irademizin temelidir. Yüzde 12 ile aldığımız Narlıdere Metrosu’nda, yüzde 96’ya ulaştık. Vaad ettiğimiz gibi bu yıl içinde, Cumhuriyet’in 100. yılında metro hattını tamamlayarak vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi kaynaklarıyla yaptığı ve İzmir’in en büyük raylı sistem yatırımı olan Buca Metrosu’nun temelini attık ve çalışmalara ivedilikle başladık. 2023 yılı içinde hizmete açacağımız Çiğli Tramvayı’nın ise yüzde 93’ünü tamamladık. İzmir’i demir ağlarla öreceğiz dedik, sözümüzü pandemi ve ekonomik krize rağmen adım adım hayata geçirdik. 

İzmir’in refahını esnafımızla, vatandaşımızla adil bir şekilde paylaşmak için devrim niteliğinde bir çalışmaya imza attık. Belediyemizin şirketi İzmir İnovasyon ve Teknoloji A.Ş, İZTEK tarafından hayata geçirilen İzmir Şehir Kartı. Bu yeni kartımız yalnızca toplu ulaşımda değil, banka kartlarıyla aynı mantıkla çalışan bir “mobil cüzdan” olarak da İzmirlilere hizmet veriyor. Vatandaşlarımız belediye hizmetleri başta olmak üzere tüm harcamalarını, online alışveriş ve para transferlerini, üstelik de dünyanın her yerinde bu kartla yapabiliyor.

İzmir’in refahını büyüterek adil paylaşımını sağlamaya yönelik çalışmalar sunduğumuz sosyal hizmetlerle birlikte ivme kazanıyor. Biliyoruz ki ekonomik krizin giderek derinleşmesi bütün vatandaşlarımızı derinden etkiliyor. Bu yaraya bir nebze de olsa merhem olabilmek için İzmirliler’e yaptığımız sosyal yardımları hızla büyüttük.

İzmir’de imece ruhuyla hayata geçirdiğimiz en değerli projelerimizden biri Halk Ekmek Projesi. Bu çalışma ile sadece geçim derdindeki vatandaşlarımızı değil, aynı derdi yaşayan fırıncı esnafımızı da destekleyen önemli bir adım attık. Bu projemiz kapsamında üretilen ekmeklerin önemli bir kısmı, İzmir esnafının fırınlarında üretildi. 

İzmir’in refahını adil bir şekilde paylaşmak için “Acil Çözüm Ekibimizi” yürüttüğü çalışmalar hayati önem taşıyor. Bu ekibimiz sayesinde, İzmir’in ana arterlerinden, en uç kılcallarına kadar bütün vatandaşlarımızın sorunlarını dinliyor, bu sorunlara anında çözüm üretiyoruz. İzmirliler ile Belediye arasında, doğrudan bir iletişim köprüsü oluşuyor ve siz, biz ayrımı tamamen ortadan kalkıyor.

Yoksullukla mücadele İzmir’in refahını büyütme ve adil paylaşma konusunda en büyük önceliklerimizden birisi. Bu amaca yönelik olarak açtığımız Masal Evlerimizde hem çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde gelişmelerini sağlıyor, hem de kadınlar için düzenlenen çeşitli meslek kurslarıyla istihdamı büyütüyoruz. Hedefimiz Masal Evlerimizin sayısını İzmir genelinde 25’e çıkarmak.