İzmir, tarih boyunca Asya ve Avrupa arasında atan bir kalp vazifesi görüyor. Demokrasiden edebiyata, tıptan felsefeye kadar sayısız yenilik İzmir’de ortaya çıkmış ve buradan dünyaya yayılmış. Bugün de, şehrimizin yenilikçi ve geleceğe ilham veren karakterinden aldığımız güçle, değişimin öncüsü olmaya kararlıyız.
İzmir’de geleceğin inşasıyla ilgili çalışmalarımızın odağını kentsel tasarım oluşturuyor.
Gezegenimizdeki tüm doğal ekosistemler birbirine bağlı ve birbirlerini besliyor. Nehirler dağları denizle birleştiriyor, ormanlar havamızı beslemek için nefes oluyor, rüzgarlar ve böcekler yaşamı yeniden canlandırmak için çiçeklerin polenlerini taşıyor. Hepsi bir araya geliyor ve bizim de bir parçası olduğumuz yaşam ağını oluşturuyor. Yeryüzündeki yaşam, doğanın döngüselliğine dayanıyor.
Ancak çağımızın şehirlerini düşündüğümüzde artık doğanın döngüselliğini göremiyoruz. Çağımızın şehirleri gezegenimizdeki havayı, suyu, toprağı, madenleri ve biyolojik çeşitliliği emiyor. Buna karşılık, yaşam ağını geliştirmekten ziyade tahrip eden plastik atık, karbondioksit, savaşlar ve yoksulluk üretiyor. Çağımızın şehirleri büyük ölçüde merkezileşirken kültürel ve fiziksel olarak diğer ekosistemlerden uzaklaşıyor.
Çağımızda, doğanın döngüselliği tedricen şehirlerin merkezine kayıyor ve bu durum iklim krizine, okyanuslarda plastik adalara, biyolojik çeşitliliğin kaybolmasına ve nihayet umutlarımızın tükenmesine neden oluyor. Şehirlerin çevreledikleri ekosistemle bağları koptukça, dünyadaki yaşamın gerçekliğinin kontrolünü kaybediyoruz. 2007, dünyada ilk kez daha fazla insanın kırsal alanlardan ziyade şehirlerde yaşamaya başladığı yıldı. 2021'de kentlerde yaşayan insanlar dünya nüfusunun %56’sını oluşturuyordu. Bu oranın 2050'de %68'e çıkması bekleniyor.
Eğer bu gezegendeki varlığımızı sürdürmek konusunda samimiysek, sıradışı olana doğru ilerlemek zorundayız. Şehirlerimizi yaşam ağının ayrılmaz birer parçası olarak geliştirmek için cesur adımlar atmalıyız. Biz bunu döngüsel şehircilik olarak tanımlıyoruz.
İzmir, uyum içinde yaşamın belirgin olduğu kültürel pratiklere sahip 8 bin 500 yıllık kadim bir şehirdir. Demokrasi, İzmir'in kalbinde yer aldığı Ege'de doğmuştur.
2021 yılında İzmir'de düzenlenen Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler (UCLG) Kültür Zirvesi'nde, dünyadaki yaşamı yeniden canlandırmak için yeni bir kavram geliştirdik: “Döngüsel Kültür”. Biz, döngüsel kültürü döngüsel şehirciliğin temel ilkelerinden biri olarak görüyoruz.
Döngüsel kültür dört ayak üzerinde yükseliyor: Doğayla uyum, birbirimizle uyum, geçmişle uyum ve değişimle uyum.
Döngüsel şehirciliği Akdeniz'den başlayan somut bir strateji olarak hayata geçirmek hedefiyle İzmir'de döngüsel kültürün yukarıda bahsedilen dört boyutunu esas alıyoruz. Döngüsel şehircilik bakış açısıyla “kenti”, hız ve bireysellik yerine sakinliği ve uyumu besleyen bir ekosistem olarak ele alıyoruz.
Bu hedeflere ulaşmak için İzmir Büyükşehir Belediyesi çatısı altında İzmir Planlama Ajansını kurduk ve şehri doğasıyla uyumlu bir şekilde büyütmek için kapsamlı bir program uyguluyoruz. İzmir Vizyon 2050 başlıklı bu program, şehrin geleceğini tarif etmek için kentteki tüm paydaşlarla birlikte yakın bir temas halinde çalışıyor. Ayrıca, Döngüsel Şehir kavramını Akdeniz’den başlamak üzere dünya ölçeğinde yaygınlaştırmak için Döngüsel Kültür Kentleri İttifakı’nı oluşturuyoruz. Bu doğrultuda aynı zamanda merkezi İtalya’da olan CittaSlow ağının bir parçası olarak dünyanın ilk CittaSlow Metropol Programını İzmir’de uyguluyoruz.
İzmir Planlama Ajansı bünyesinde faaliyet gösteren İzmir Dönüşüm Ofisimiz de yine İzmir’de değişimle uyumlu bir yaşama öncülük etme irademizin yansıması olarak hizmet veriyor. Bu ofisimizin çatısı altında, şehrimizde değişimle uyuma ayna tutacak teknolojiler uyguluyoruz. Kurduğumuz pilot alanlar kentin bütününe yol gösteriyor. Şehrimizin geleceğini bugünden inşa ediyoruz.
Geleceğin dünyasını inşa etmek için elini taşın altına koyan herkesi destekliyoruz. Girişimcilik Merkezi İzmir kentimizin stratejik önceliklerini dikkate alarak yeni ufuklar açan projeleri destekliyor. TÜSİAD ortaklığıyla hayat bulan bu projemizle, sosyal ve ekonomik fayda üretmeyi merkezine alan, insana, topluma ve doğaya duyarlı ürün ve hizmet geliştiren girişimleri ofis imkânı, eğitim ve mentorluk gibi kaynaklarla bir araya getiriyoruz.
İZQ Girişimcilik Merkezi’nde, Ar – Ge ve inovasyon alanında özel kurgulanmış eğitimler ile girişimcilerin deneyimlerinin artırılması amaçlanmaktadır. Kurulduğu günden bugüne NFT-Metaverse Eğitimi, Dijital Pazarlama Eğtimi, Finansal Okuryazarlık Eğitimi, Drone Yapımı ve Kodlama Eğitimi gibi birçok eğitim verilmeye devam etmektedir. Girişimcilik bilincinin artırılmasına ve yaygınlaştırılmasına yönelik ulusal/uluslararası ölçekte girişimcilik zirvesi etkinlikleri ile de bu eğitimler desteklenmektedir.
Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı’na bağlı Meslek Fabrikası ile kentte özel gereksinim gösteren gruplar; işsizler, yeterli eğitim alamayanlar, engelliler, kadınlar, çocuklar, gençler, yaşlılar, mülteciler vb. başta olmak üzere tüm toplum kesimlerine yönelik bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, kapasite geliştirme ve mesleki eğitim çalışmalarının yürütülmesi sağlamaktadır.
Dezavantajlı mahallelerdeki çocukların sosyal gelişimlerine katkı sunmak ve annelere mesleki beceri kazandırarak iş gücüne katılımlarını desteklemek için başlatılan Masal Evi Projesi’nin tüm ilçelere yayılması için çalışmalar devam etmektedir.