İYİLİK İYİDİR..! MİDİR? …

Müştereklerimizin alanının genişlemesi ve güçlenmesi, bütün insanların onurlu bir yaşamı asgari eşitlik içinde yaşamalarını sağlayan yeni bir medeniyet anlayışının doğuşu demektir.

İyi ve onurlu müşterek yaşam; yer yer piyasanın, yer yer kanunun, yer yer de derneklerin, kooperatiflerin, kâr amacı gütmeyen özerk girişimlerin faaliyet gösterdiği bir örgütlenmeyi gerektirir. Bunların birbirlerine eklemlenmesinin sağlanacağı toplumsal kurallar tesis edilmelidir.

Böyle bir toplumsal düzende tüm yurttaşlara asgari gelir güvencesi, bir yurttaşlık geliri sağlanması şarttır ama yeterli değildir. Belli bir seviyenin üstünde elde edilen gelirin de “yüz kızartıcı” olduğunun kabulü, yani bir azami gelir seviyesinin belirlenmesi de gerekir.

Ütopik gözüken bu toplumsal düzene geçişin imkânlarını taşıyan birçok ipucu hayatımıza girmeye başlamıştır. Kullan-at zihniyetinin terk edildiği “döngüsel ekonomi”, dayanışma sandıklarına dayalı “sosyal ekonomi”, mülkiyet haklarını geride bırakan “serbest dolaşım ekonomisi”, bir malın ortak kullanımına dayanan (Uber, Martı, Airbnb vb.) “paylaşım ekonomisi” gibi örgütlenmeler yerleşip yaygınlaşmaktadır.

2019'da İzlanda Başbakanı Katrín Jakobsdóttir, insanlığı iktisadi büyüme saplantısını terk edip sürdürülebilirliğe ve aileye zaman ayırmaya öncelik vermeye çağırdı. “İyi olma” merkezli ve herkesi kapsayan bu iktisadi gelişme çağrısına, yine iki kadın; Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ve İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon da katıldılar. Geleneksel GSYİH göstergeleri yerine, herkesin “iyi olma” halini ölçen yeni göstergeler geliştirilmesine ve bunların kamu politikalarını belirlemesine karar verdiler.

 

Empati ve diğerkamlıkla şekillenen bu ortak “iyilik” arayışı, başta ücretli emek ilişkisi olmak üzere tahakküm ilişkilerini devre dışı bırakıp, özgürleşme yolunda atılan çok kıymetli bir adımdır. “Ortaklık” ve “Birlik” bu adımın anahtar sözcükleridir. (Ahmet İnsel, İyiliği Düşünmek, s. 91-97)

İnsanı insan yapan temel değerleri sadece bireysel hareketlerimiz açısından değil, toplumsal davranış kodlarımız ve hatta kamu politikalarımız açısından bir daha düşünmeliyiz. “İyilik”, bu değerlerin başlangıç noktasıdır.

Yine Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, hükümet programının temel prensiplerinden birinin “iyilik” olduğunu açıklıyor ve BM 2018 Genel Kurulu’nda “iyilik” prensibinin, ırkçı, korumacı ve popülist söylemlerin karşısında duracağını söylüyor.

2019 yılında OECD Forum Başkanı Angel Gurría: “Politikalarımızın artık duygular ile buluşması gerekiyor. Veri temelli duygusal politikaların zamanı geldi” çağrısı ile, duygular ve değerlerle ilişkilendirilmeyen sistem ve politikaların başarısız olacağı vurgusunu yapıyor.

Yarın son bölümde buluşmak üzere,

Sağlıcakla kalın…

11 Eylül 2025