Değerli Dostlar;
Bugünkü günlüğümü, hukuki durumumla ilgili düşüncelerimi sizinle paylaşmaya ayırdım. Sizi fazla sıkmadan en özet haliyle anlatmaya çalışacağım.
Türk Ceza Kanunu 158/1 sebebiyle, yani “Nitelikli Dolandırıcılık”’la suçlanarak tutuklandım. Suçun oluşabilmesi için iki unsurun varlığı gerekiyor:
Sonuç olarak suçun unsurlarının oluşmadığı, hukuk fakültesi birinci sınıf öğrencisi tarafından bile görülebilecekken bu ağır suçu bana yüklediler. Üstelik sadece bana değil; her biri birbirinden kıymetli, 58’i tutuklu, onlarca çalışma arkadaşıma büyük bir mağduriyet yaşatıyorlar.
Her birimiz, 2020-2023 Sayıştay raporlarıyla aklanmış, Mülkiye Müfettişlerince soruşturulmuş, İçişleri Bakanlığı tarafından verilen soruşturma izni Danıştay tarafından kaldırılmış, toplam 7 adet ve en sonuncusu suçun olmadığı tespiti ile ağırlıklı olarak lehimize düzenlenmiş bilirkişi raporlarına rağmen tutuklandık.
Peki ama neden?
Bilirsiniz, geçmişte bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle yüzlerce, binlerce insanı yargıladılar, mahkum ettiler. Ancak bu siyasi kararların sonuçlarının kendilerine umdukları faydayı getirmediğini görmüş olacaklar ki, artık, siyaseten cezalandırmak istediklerine adi suç kılıfını bulmaya çalışıyorlar.
Evet, görev süremin sonlarında kentsel dönüşüm alanlarında gecikmeler oldu ama bunların sebebi ne “nitelikli dolandırıcılık” ne de projenin kendisiydi. Sebep TÜİK verilerine göre 2024 yılında 2020 yılına göre 681% oranında artan inşaat maaliyetleri ve bazı kooperatiflerin iç işleyişi ile ilgili sorunlardı.
Elbette, kooperatif üyelerinin yaşadıkları mağduriyet nedeniyle çok üzülüyorum ama bunun çaresi var. Belediye, İzbeton şirketi ve kooperatifler tüzel kişiliklerini koruyor, varlıklarını sürdürüyorlar. İnşaatların kaldığı yerden devam etmesiyle ilgili hiçbir hukuki engel yok ve bu irade ortaya konsa tüm bu mağduriyetler giderilir.
Çünkü mağduriyetlerin sebebi, ortaya koyduğumuz model değil, hukuki bir dayanak olmamasına rağmen inşaatların durdurulmuş olmasıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Belediye’ye yazılan bir uyarı yazı gerekçe gösterilerek 2024 temmuzunda inşaatların durdurulması hukuka uygun değildir. Modeli yok edip davet usulü ihaleye çıkarak kentsel dönüşüm alanlarının tamamlanmaya çalışılması birçoğu inşaat malzemesi almış, inşaatlarının ortasında kalmış kooperatiflerin de; 15 yıldır hak sahibi olarak evlerini bekleyenlerin de mağduriyetlerini çözmez ve rantı ortadan kaldırmaz. Kooperatif modelinin korunarak işlerin devam ettirilmemesi önünde aşılamayacak hiçbir hukuki engel olmadığı gibi dirençli kent açısından kamu yararı vardır.. Hep söylediğim gibi “Bir işi yapmanın bir, yapmamanın bin sebebi vardır.”
Tek dileğim; Belediyenin inşaatları yeniden başlatma iradesini ortaya koymasıdır. Böylece hem mağduriyetler giderilecek hem belediyenin güvenilirliği tekrar tesis edilecek hem de bizlere atfedilen, unsurları oluşmamış suç konusu ortadan kalkacaktır.
Ben suçsuz olduğumuzu biliyorum. Sizler de emin olun ki, güveninizi, sevginizi, saygınızı istismar edecek, kimsenin başını öne eğdirecek hiçbir akçeli işim olmadı. Bedel ödetseler de bu memleketin aydınlık geleceği için bugüne kadar verdiğim onurlu mücadeleyi son nefesime kadar sürdürmeye devam edeceğim.
Sağlıcakla kalın…